Olmadan Ölmek

Oldum demek, öldüm demek. Neden mi?

Oldum diyen gelişmez, geliştirmez, ilham vermez, umut vermez

Oldum diyen görmez, göstermez, duymaz, duyurmaz

Oldum diyen fark etmez, farkındalık göstermez, yol vermez, yol göstermez

Oldum diyen körelir, köreltir, değer vermez, değer üretmez

Oldum diyen beğenmez, takdir etmez, uyum göstermez, değişmez

Oldum diyen itiraf edemediği kibrinden, olmanın öğrencisi olan gelişim tutkusundan vazgeçemez

Oldum diyen kendini korumak için sınır koymaktan, olmanın öğrencisi olan sınırları zorlamaktan vazgeçmez

Gelecek, olma hayaliyle gelişen ve geliştirenlerindir

Öğrenme süreci bilinçli ya da bilinçsiz olarak ilk nefesten son nefese kadar yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Sınırı yoktur, sonu yoktur ama durakları vardır. Bilişsel, psikomotor ve duyuşsal olarak türleri ve bu türlerin bilgi, beceri, duygu gibi ürünleri vardır. Her bir öğrenme ürünü doğal olarak kişi de davranış değişikliğine neden olur. Olması gereken bu davranış değişikliğinin yönüne kişinin kendisinin karar vermesi ve yönetmeye çalışmasıdır. Yaşam boyu devam eden bu süreç kişinin kendisini keşfetme, tanıma, hedeflerini belirleme, davranışlarını değiştirme ve kendini geliştirme süreci olarak da tanımlanır. Sürdürülebilirlik kavramının bu kadar ön plana çıktığı günümüzde kişisel sürdürülebilirlik için öğrenme ve gelişimin kesintisiz bir şekilde devam etmesi kaçınılmazdır. Öğrenme zihnin gıdasıdır ve bu gıda karşılanmadığında zihnin işlevinin zayıflaması, kapasitesinin sınırlanması ve performansının düşmesi beklenen bir sonuç olur.

Gücü yetmez ya da gücü kaybetmek istemez

Bu gelişim yolculuğunun hiçbir zaman bitmeyeceğini bilmek ve buna göre yaşamak kişinin yaşı kaç olursa olsun hayata uyumunu kolaylaştırır ve başarısını yükseltir. Günceli yakalamak, değişime ayak uydurmak ve üretken olmak için sınırı yaşam olan bu yolculuğun sorumluluğu kişinin kendindedir. Kimisi bu yolculuğun aşığıdır, yorulmak bilmez, arayıp buldukça coşar, tutkuyla bağlıdır, çevresindekilere yaşama ve öğrenme sevinci aşılar. Ya diğerleri! En büyük tehlike ulaştığı durağın son durak olduğunu, elde ettiğinin yeterli ya da en iyisi olduğunu, sahip olduğunun değişmeyeceğini ve idare edeceğini düşünmektir. Maalesef her şey bu noktada başlar. Kişi bilerek ya da bilmeyerek dünyanın güncel doğrularından vazgeçer, kendi hakikatlerini oluşturur, kendi hakikatlerinin aşığı olur, bunları herkese dayatmaya başlar ve her türlü eleştiriye kulaklarını tıkar. Daha da kötüsü çevresindekileri de inandırmaya çalışır. Bunun gerekçesi basittir. Bazen gücü yetmediğinden, bazen de gücü kaybetmek istemediğindendir. Bu kişiler ile birlikte olmak, çalışmak, iş birliği yapmak ya da ortak hedefe sahip olmak güçtür ve güç ister.