Değişim iğne olmak gibidir
Acılı ama bir o kadar da faydalı
Herkes önemini bilir, ancak çoğu kimse cesaret edemez
Kendini ne kadar sıkarsan acı o kadar artar
Gevşersen ve istersen acı azalır
Ne kadar çabuk olursan o kadar çabuk iyileşirsin
Hasta olduktan sonra değil, olmadan önce uygulandığında daha da faydalıdır
Kişiler için de kurumlar için de durum aynı
Bizden önce dünya hiç bu kadar hızlı dönmemişti, eminim bundan sonra da hiç bu kadar yavaş olmayacak. Öyle bir dönemdeyiz ki, artık büyük balık küçük balığı yutmuyor, hızlı balık yavaş balığı yutuyor. İnsanoğlu kendi aklının, ihtiyaçlarının ve beklentilerinin hızlandırdığı değişime ayak uydurmakta zorlanıyor ve şikayet ediyor. Günah keçisi de belli; ya teknolojinin ya da zamanın hızlı değişimi! Aslında fotoğraf çok net! Öğrendiklerimizin değeri ertesi gün azalmaya başlıyorsa, aldığımız kararlar uygulanmadan eskiyorsa, insan ürünü olan teknoloji insanları tutsak alıyorsa, amaçlar ve araçlar karışmaya başladıysa, nesiller arasındaki süre kısalmasına rağmen fark derinleşiyorsa, insanlar ve kurumlar sadece fikirleriyle değil değişim kültürleriyle de yarışıyorsa, sadece bilgiye sahip olmak değil etkin bir şekilde işlemek ve anlamlandırmak da gerekiyorsa, kısacası zamanın hızı da bu duruma ayak uydurmakta zorlanıyorsa direnmeye, mazeret üretmeye ve engellemeye gerek yok. Net bir şekilde değişmek ve değiştirmek zorundayız. Çünkü davranışları değişmeyenler ve değiştirmeyenler maalesef değiştirilmek zorunda kalacaklar.